öncelikli anlamı, sınav sonucu anlamındaki notların yazıldığı öğretmen defterciklerdir. birkaç yazılı birkaç sözlü not bölmesi olan küçük karelerden ve öğrencilerin okulda çekilmiş iğrenç fotoğraflarından oluşur, pilot kalemle doldurulur, geçici notlar için kurşun kalem kullanılır:
"hoceeaam!! ben 10 mu aldım ciddi ciddi???"
"bak kurşunla yazdım, ödevi yap getir sileceğim o 10'u, hatta belki sabitleştirip yanına bir sıfır daha atarım"
"hımm...."
bir de minik notların yazıldığı karmakarışık defterciklerdir. avuç içi büyüklüğünde falan olurlar. sayfaları soldan sağa çevrilenleri olduğu gibi yukardan aşağı çevrilenleri de bulunur; spirallı, dikişli veya yapışkanlı olabilir kağıtları. spiralliler koparmak bakımından en güzelleridir, koparılmış bir not defteri kağıdı daima lazım olur. çizgili, kareli veya çizgisiz olabilirler.
bir de desenlleri vardır. küçükken "not defteri kağıdı kolleksiyonu" yapardım, ama siz bakmayın bana feci bir biriktirme huyum vardı, bir kutu dolusu silgi tozu da biriktirmiştim mesela. en popüler not defterleri looney tunes karakterli olanlardı.
not defterinde görünüm kullanışlılıktan sonra gelir tıpkı bütün kırtasiye ürünlerinde olması gerektiği gibi. saçma sapan şeyler almayın çürüyor sonra kullanmaya kullanmaya. hayır tamam cebe sığacak kadar küçük olabiliyorlar ama zaten kefenin cebi yok, turşusunu kurmayın gereksiz bir not defteri deposu yapıp.
not defterine genellikle "mat 50ye kadar çöz" "pzts pastel" "makbule'ye tel-cmts içn" türü kısaltılmış notlar alınır, uzun yazanlar da vardır elbet.
bir konferans çevirmeninin kalemle birlikte ayrılmaz parçası.
bu defterin sayfaları kolaylık açısından mümkünse spiralli ve üstten çevriliyor olmalıdır. ayrıca arka kapak kısmı kalın bir mukavvadan olanları tercih edilmelidir zira ayakta ve kolunuzun üstünde not alarak çeviri yapıyorsanız yumuşak bir defter can sıkınıtısı yaratacaktır.
eski devir muhabirlerinin olmazsa olmaz mesleki araç gereçlerinden biriydi not defteri. kayıt cihazlarından önce, hatta omuza asılan çanta büyüklüğündeki teyplerden bile önce. o yüzdendi ki gazetecilik ya da o zamanki adıyla basın yayın yüksek okulu-gazetecilik ihtisas bölümünde okuyanlar stenografi dersi alırdı-mecburen. çünkü bu minik işaretlerin denk düştüğü kelimeleri, konuşanın ağzından çıktığı anda ancak o şekilde kayda geçebilirlerdi. sonra? sonra malum, ses kayıt cihazları çıktı mertlik bozuldu. aslında iyi de oldu. her meslek grubunda olduğu gibi basın elemanlarının da teknolojiyi takip etmek en doğal haklarıydı. stenonun da pabucu böylece dama atıldı sonuçta... ama iyi mi oldu kötü mü oldu, özellikle de kayıt cihazlarının yasaklandığı önemli toplantıları düşününce, karar vermek de hayli zorlaştı...
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
